Gürsel Ulaş

ve Sarman

Bir sabah köy evimizde annemin sesiyle uyandığımda, yataktan kalkıp sesin geldiği yere evimizin balkonuna yürüdüm.

Anneme bu sabah sesinin neden yüksek çıktığını sorduğumda evimizin balkonunda bu sabah bir kedinin 4.yavrusuyla beraber bahçenin içerisine ekmiş olduğu sebzeleri mahvettiklerini söylemişti.

Bahçe duvarının üzerinden az önce annemin kovduğunu söylediği kedileri gözlerimle aramış bulamamıştım.

Geçtiğimiz yıl köye geldiğimde hiç kedi görmediği mi annemin balkondan kedileri kovduğunu söylediğinde, demek ki burada da kediler var diye sevinmiştim. Daha sonradan köyde 10-15. kadar daha kedi görmüştüm. Annemin balkonda gördüğü kedi, köydeki bütün kedilerin aynı zamanda annesiymiş Havva Ana.

Ertesi gün öğleden sonra anne kediyi ve 4.yavrusunu görmek için aramaya çıkıp bir süre arayıp bulamayınca tekrar evin yolunu tutmuştum. Bahçe kapısına varıp kapıyı açtığımda, anne kedinin 4.yavrusunu balkonumuz da emzirirken buldum.

Norveç orman kedilerine benzetmiştim yavruları. Artık her gün küçük kedi yavrularına zaman ayırıyordum.

Köylülerin hayvanlarla kurduğu ilişki genellikle etinden ve sütünden yararlanamadıkları özellikle de kedileri fazlalık olarak görüyorlardı.Çok önceleri köydeki evlerde fareleri yakalamaları için kedilere ihtiyaç duyarlarmış. Artık fare tehdidi olmadığı için o ihtiyaçta ortadan kalkmış. Ben bir süre daha köyde kalıp tekrar yaşadığım şehre döneceğimi aklıma getirince, içimi sıkıntı basardı. Bu çocuklarla kim ilgilenecek ve onları kim besleyecek diye. Köyde kaldığım süre içinde her gün, anne kedi ve yavrularıyla ilgilenmeye elinden geldiğince aksatmadan devam ettim. Sabah erkenden akşam hava kararana kadar onlarla oyunlar oynarken, sevip öğünlerini kaçırmamaya çalışıyordum. Köyde bulunan çoban köpekleri yavru kediler için büyük tehlikeydiler. Çoban köpeklerinden korumak gerekiyordu çocukları.

Bazı günler kediler rahat hareket edebilsinler diye köpekleri bahçelerinden uzak tutmak için nöbet bile tutmaya başlamıştım.

Yine bir başka gün, hergün yapmaya çalıştığım beslemelerden yavrulardan birinin eksik olduğunu görmüştüm. Bunun üzerine kayıp yavruyu aramaya çıktım. Saatlerce aradım aradım aradım, küçük Sarmanı...Yoktu.

Çocuklara soruyordum görmediklerini söylüyorlardı. Ertesi gün öğle saatlerinde dereye doğru aramaya kaldığım yerden devam ettim. Derenin az üzerinde bulunan toprak yükseltisine doğru gittim. Yükseltinin tepesinden aşağısına doğru biraz daha dikkatli bakınca küçük Sarmanın o küçük cansız bedenini gördüm.

Korktuğum başıma gelmişti, köyde ki Çoban köpeklerinden birinin kurbanı olmuştu küçük Sarman. Ne yazık ki çok istememe rağmen koruyamamıştım. Besleyip büyütmeye çalıştığım küçük Sarmanı gizlemeye çalıştığım gözyaşları içinde,toprak yükseltisinin içine ellerimle gömdüm.

Kalan 3.yavru her gün hepimizin her yerde her sokakta gördüklerimizdir. Sevmek beslemek korumak için.

Lütfen kedileri seviniz.

Leave your comments

Comments

  • No comments found